TARİH
TEVARİH VE VEFEYAT :
Tevârîh, tarihin;
vefeyât da vefatın çoğuludur. Buna göre bu iki kelimenin bir araya gelmesiyle
meydana gelen terkib kısaca tarihler, ölüm tarihleri manasına gelir. Her
ikisinden maksat hadis ravilerinin özellikle hadis rivayetine başlama, hadis
talebi için muhtelif ülkelere yaptığı seyahat ve nihayet ölüm tarihleridir.
Hadisin senedinde inkıta olup olmadığı bu tarihlerin bilinmesiyle açığa çıkar;
zira hadis ravileri arasında öyleleri vardır ki, bazı şeyhlerden hadis
işittiklerini iddia ederler. Ancak bu şeyhlerin ölüm tarihleri ile rivayet
iddiasında bulunan ravilerin doğum veya semaa başlama tarihleri karşılaştınhrsa
gerçek kendiliğinden ortaya çıkar. Bu konuda pek çok misal vardır. Bir ikisini
kaydetmek faydalıdır. “İsma'il b. Ayyâş'ın, Halid b. Ma'dandan rivayette
bulunduğunu iddia eden birine “ondan hangi sene hadis yazdın?” diye sorması
üzerine adam “yüz on üç senesinde” diye cevap verir. Bunun üzerine İsmail,
“Halid b. Ma'dandan vefatından yedi sene sonra hadis yazdığını söylüyorsun;
çünkü o, 106 da ölmüştür” deyip adamın yalanını açığa çıkarmıştır.
el-Hâkim de benzeri bir
olay anlatır: Muhammed b. Hatim el-Keşşî isimli birisi Abd b. Humeyd'den hadis
nakledince ona doğduğu yıl sorulmuş, 260 tarihinde dünyaya geldiğini
söylemiştir. Bunun üzerine Abd b. Humeyd'den ölümünden on üç yıl sonra
rivayette bulunduğunu iddia ettiği ifade edilmiştir.
Şu hale göre
hadiscilerin doğum, hadis rivayetine başlama, rıhle ve ölüm tarihleri bilinirse
çeşitli sebeplerle meşhur şeyhlerden rivayet iddiasında bulunanların gerçek
yüzleri kolayca ortaya konur. Dolayısiyle isnadlanndaki inkıtalar açığa
çıkarılır. Nitekim Kadı Hafs b. Gıyâs talebelerine “bir şeyh'ten şüphe
ederseniz onu senelerle hesaba çekiniz” demiştir. Buradaki senelerle kasdedilen
rivayet iddiasında bulunanın yaşı ile hadis şeyhinin yaşıdır. Sufyan es-Sevrî
de ayın konuda “raviler yalana başlayınca biz de onlara karşı tarih silahını
kullanmaya başladık” demiştir. Hassan b. Yezid de şöyle demiştir: “Yalancılara
karşı tarihten faydalandığımız kadar hiçbir şeyden istifade etmedik. Şeyhe önce
hangi yıl doğduğunu sorardık. Doğum tarihini söyleyince doğru veya yalan
söylediğini kolayca anlardık.” Ebu Abdillah el-Humeydî ise” hadis ilimleri
içinde üçü vardır ki bunların tahsilini öne almak gerekir: İlel, el-Mutelif ve'l-Muhtelif
ve nihayet hadis şeyhlerinin vefat tarihleri” demiştir.
Hadis ravilerinin ilim
hayatlarının çeşitli devreleri ile ölüm tarihleri bu kadar önemli olunca o
sahada gayret gösterip kitap yazılmadığı düşünülemez. Gerçekten pek çok alim
himmet gösterip hadis kültürüne bir de tarih ve vefeyât kitapları
kazandırmışlardır. Tarih kitaplarının en önemlileri, Yahya b. Main'in, Osman b.
Ebî Şeybe'nin, Buhari'nin, İbn Ebî Hayseme'nin, Ahmed b. Abdillah el-İclî'nin,
Hanbel b. İshak’ın ve Ebu Zur'a er-Râzî'nin eserleridir. Vefeyat kitapları
içinde en meşhurları ise şu alimlere aittir: İbn Zur, İbn Kani, Halife b.
Hayyât, Ebu Muhammed el-Ekfânî, Ebu'l-Hasen İbnu'I-Mufaddal, Ahmed b. Eybek
İbnu'd-Dimyâtî.